2.1.2. Depremsellik
Depremler, iç dinamik süreçlerle yerkabuğu içerisinde meydana gelen dofarmasyonların yarattığı ve jeolojide fay olarak tanımlanan kırılmalar sonucu oluşan yer sarsıntılarıdır. Depremin büyüklüğü (magnitud), kırılma (faylanma) sırasında açığa çıkan enerjinin miktarına bağlıdır. Kırılma yoluyla boşalan enerji, kırılma merkezinden uzaklaştıkça genelde düzenli olarak azalır.
Konya bölgesi doğu-batı, kuzeybatı-güneydoğu ve kuzey-güney gidişli yükseltiler ile bu yükseltiler arasındaki ovalardan oluşmuş morfolojiye sahiptir. Bölgenin morfolojisi egemen olarak Türkiye'nin neo-tektonik dönemine ilişkin olaylar ile şekillenmiştir. Yükseltilerde Kambriyen-Eosen yaşlı temel kayaçları, ovalarda ise miyosen-güncel yaşlı alüviyal yelpaze, akarsu, gölsel ve volkanik kayaçlar yüzeylenmektedir.
Konya bölgesinin büyük bir bölümü deprem riski açısından 4. zon ve tehlikesiz zon içerisinde yer almasına rağmen, yörede Neotektonik hareketlere bağlı olarak oluşan ve günümüze kadar etkinliğini sürdüren aktif veya potansiyel olarak aktif fay hatları bulunmaktadır. Bu faylardan en önemlileri ise Akşehir ve Tuzgölü faylarıdır(Şekil-3).
Konya il merkezine yakın önemli diğer bir fay ise Altınekin fayıdır (Zıvarık fayı, Ulu ve diğ., 1994). Egemen olarak normal atımlı bir fay olan, ancak yanal atım da sunan Altınekin fayı, Yazıbelen ile Akıncılar kasabası kuzeyine kadar morfolojik olarak izlenmektedir. Söz konusu kesimde 30 km lik bir uzunluğa sahip Altınekin fayı kuzeyde kuzey-güney, güneyde ise kuzeydoğu-güneybatı gidişlidir ve batıya doğru eğimlidir (Şekil-3).
Konya'da kaydedilen en büyük deprem ise, 1921 yılında Altınekin'in 10km batısında oluşan ve episantri Konya ovasına 50km uzaklıkta bulunan 5,7 büyüklüğündeki depremdir. Deprem riski açısından 4. zon içerisinde yer alan Altınekin için bundan sonraki depremin büyüklüğü daha da artacağını gösterir.
Yörede etkili olan tektonizma, farklı litolojik özellikleri dolay ısı ile formasyonları farklı derecelerde etkilemiş ve çeşitli kıvrımların oluşmasına neden olmuştur. Yaklaşık D - B doğrultulu fayların, bindirmelerin, kıvrım eksenlerinin ve değişik yönlü kırık sistemlerinin oluşmasına, yaklaşık K - G doğrultusunda etkinlik gösteren sıkışmaların neden olduğu belirlenmiştir. Ofiyolitli melanj m yörede yerleşmesini izleyen yakın bir evrede, Altınekin grubu, ofiyolitli melanj m üzerine düşük açılı bir bindirme ile itilmiştir(KARAMAN, 1986).

Şekil-3 Altınekin'in Fay Haritası
2.1.3. Jeomorfolojik Yapı
Altınekin ve çevresi yer şekilleri bakımından sade bir görünüme sahiptir. Bu sade yapı üzerinde kuzey güney yönünde uzanan platoluk sahalar, vadiler, birikinti konileri ve ovalık sahalar yer almaktadır
2.1.3.1. Platoluk Sahalar
Plato bildiğimiz gibi akarsularla derin bir şekilde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin bulunduğu ve deniz yüzeyinde yüksek yeryüzü parçası olarak geçiyordu.

Foto-2 İlçeyi Kuzey-Güney Yönünde İkiye Bölen Platoluk Sahadan Bir Görünüm
İlçeyi kuzey güney yönünde ikiye bölen platoluk saha Koçyaka Köyü'nün güneyinden ve Koçaş, Hacınuman Köylerinin batısından başlayıp kuzeye doğru Tuz Gölü'ne kadar uzanır. Kuzeyde 1040m. olan plato sahanın yüksekliği güneye doğru gidildikçe artar. Güneyde 1400m. yi geçer. Altınekin merkezine baktığımız zaman Akçaşar güney batısı ve Karakaya Köyü'nün kuzeyine nazaran daha sade ve daha az eğimli bir yapıya sahiptir. Hafif dalgalı düzlük görünümüne sahip bu büyük plato üzerinde yüksekliği 300-400m. arasında değişen küçük tepeler kendini göstermektedir.
2.1.3.2.Ovalık Alanlar
Ova akarsuların derince yer etmediği eğik olmaya, varsa da az olan çevresine göre alçakta olan düz yerlere ova denir

Foto-3 Altınekin Ovasından Bir Görünüm
Altınekin merkezine baktığımızda Gözet Formasyonunun yani halkın tabiriyle gözet tepesinin eteğine kurulmuş ve yerleşim merkezi ise batıya doğru yani ovalık alana doğru ilerlemektedir. Altınekin'in batısını içine Altınekin Ovası'nın ortalama yüksekliği 970 m.dir. Ovanın güneydeki Eğribayat'tan kuzeydeki Ağabeyli Köyü'ne kadar uzunluğu 30 km. dir. İlçe merkezi ile Batıda Dedeler Kasabası arasındaki genişliği 13 km. dir. Ova güney, güneydoğu, doğu, kuzey ve kuzeybatıdan tepelerle çevrilmiştir. İnceleme sahasının doğusunu içine alan ovalık alanın ortlama yüksekliği, Altınekin Ovası'na göre biraz daha fazladır. Bu ovanın güney, güneybatı ve batısı tepelerle çevrilidir. Ovada eğim güneybatıdan kuzeydoğuya doğrudu
2.1.3.3.Vadiler
Platoluk sahalarda ve eğimin fazla olduğu yamaçlarda, yağışların fazla olduğu ilkbahar ve kış aylarında sel sularının yataklarını kazmaları sonucu oluşmuş yer şekilleridir. Altınekin'de bu yer şekillerini Akıncılar-Altınekin-Sarnıç hattının doğusundaki eğimli yamaçlarda ve kale mahallesinin kuzey kesimlerinde görmek mümkündür.

Foto-4 Altınekin'de Yeniceköy Mevkiinde Bulunan Vadiden Bir Görünüm
2.1.3.4.Birikinti Konileri
Platoluk sahadan düz alanlara inen sel suları eğimin azalmasına bağlı olarak taşıdıkları materyalleri biriktirmesi sonucu oluşmuş yer şekilleridir. Bu yer şekillerinin yapılarında kaba ve ince unsurlu materyaller birbirini takip etmektedir. Bunu sebebi sellenmeler sırasında oluşan yağış miktarındaki farklılıklardır

Foto-5 Altınekin'in Doğusunda Meydana Gelen Birikinti Konisi
Not: Bilgilerin tamamı Latif Yerli'nin tez'inden alinmiştir. Herhangi bir şekilde Kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.
|